top of page

Röportaj: Kadebostany

  • Yazarın fotoğrafı: Gizem Eren Sütçüoğlu
    Gizem Eren Sütçüoğlu
  • 15 Mar 2015
  • 3 dakikada okunur

10822589_10152918466784169_62903120_n.jpg

Hiç deneyimlememiş birine konser ve müziklerinizi nasıl tanımlarsınız?

Kadebostany Cumhuriyeti'nin müziği mutlu olmakla ya da olmamakla, tahminsizlikle yoğrulmuş duygu yüklü ve destansı olarak tanımlanabilir. Giriş, gelişme, sonuç üçlemi düzleminde bir gösteri ortaya koyuyoruz. Bu asla müzikle sınırlı kalmıyor dans, görsel efektler, izdüşümsel görseller, neon ışıkları ve üniformalar da işin içine giriyor. Eski ve yeni teknolojiyi bir arada kullanıyoruz. Bunları yapmamızın en büyük sebebi, izleyicilerimizi bizimle büyülü bir yolculuğa çıkarmak... Yeni bir yaşam tarzınının tarifini sunmak istiyoruz. Sürekli bir şehirden başka bir şehire konsere gidiyoruz. Adeta modern çingeneler gibiyiz.

Grubun ismi nereden geliyor?

Adım Kadebostan ve bu da haliyle kurmuş olduğum ülkeme isim vermek için en kolay yol: The Republic Of Kadebostany ve bu grup da dünya çapında Kadebostany'i temsil ediyor. Aslına bakarsanız bu isim benim hayalgücüme dayanıyor. Hakkında çokça düşündüm ettim ve aklıma geldikçe müzik, video, bir fikir ya da görüntüler aracılığıyla bunları not ettim.

Grup üyeleri farklı farklı ülkelerden gelen isimlerden oluşuyor. Nasıl bir araya geldiniz?

Bu açıdan bakınca en büyük olanaklarımdan biri, farklı kültürlerden ve farklı sanat geçmişlerine sahip insanları tanımak ve onları bir araya getirmek oldu. Ve sonunda tamamiyle farklı bir şey ortaya çıktı. Bir şekilde kurmuş olduğum ülke tüm bu tanışmalar ve buluşmalar sayesinde kimlik kazandı.

Bu farklı kültürlerin birlikteliği üretim sürecini ve sound’u nasıl etkiliyor?

En başından beri bir vizyona sahiptim ve bunun peşinden gittim. Bu vizyon duygular ve hislerden beslenen bir meraklılıktı. Bu meraksa beni insanlar, yaşam tarzları ve alışkanlıklar hakkında bilgi sahibi olma isteğine sürükledi. Kültürleri ya da etkileşimleri birbirine karıştırmak istemedim fakat onun yerine yeni bir kültür yaratmak bana daha cazip geldi.

Kayıt süreçlerinizden bahseder misiniz? Ufukta bir albüm var mı? Gelecek olan albümde bizi neler bekliyor? Kayıt süreci büyülü ve tahmin dışı bir şey. Akışına bırakıyorsunuz ve bazen güzel şeyler kendiliğinden geliyor. Hep yepyeni bir müzik üstünde çalışıyoruz. Tur otobüsünün içinde, bir uçağın içinde, bir otel odası ya da Ulusal Kadebostany Stüdyosu'nda. Kesinlikle farklı bir şeyler olmalı. Doğru söylemek gerekirse, "Muazzam" olmalı.

Sizi Türkiye’de ilk kez 2013 Eylül’ünde Rock’n Coke’da dinledik. İkinci olarak 12-13 Aralık’ta Hayal Kahvesi’nde yer alacaksınız. Türkiye’deki dinleyici kitleniz ile ilgili düşünceleriniz nelerdir?

Rock'n Coke Festivali'nde sahne alma fırsatı bulduk. Harikaydı. Bol enerjiliydi ve burada birçok hayranımız olduğunun farkına vardık. Bu yıl da İstanbul ve İzmir'de dj olarak sahne aldım ve hoş ve samimi insanlarla heyecanlı dakikalar geçirdim.

Oldukça aşina olduğumuz, bizim için özel bir yeri olan müziği ile “Maybe The War Is Over”ın hikayesi nedir?

Tüylerimizi diken diken eden çok eski bir parça aslında Maybe The War Is Over. Bu şarkının Kadebostany Cumhuriyeti'nde de oldukça popüler olması, bizi bu şarkıyı söylememize ve dünyaya tanıtmamıza ön ayak oldu.

Bir yanıp bir sönen florasanlar, askeri kostümler konser ve video klipleriniz de sıkça gördüklerimiz arasında. Tüm bunların sizin için bir alamet-i farika olduğunu söyleyebilir miyiz?

Her ülkenin kendine ait bir üniforması vardır ve bir ülke kurduğunuzda doğal olarak üniformalar başı çeker. Biz yalnızca müzik yapmak istemedik bunun yanında gözden kaçırılması mümkün olmayan bütün bir evren ortaya çıkarmak istedik. Görsel boyut önemli bir husustur. Bu şekilde sizleri rutin hayatınızdan alıp bir rüyanın içine hapsetmeyi hedefledik.

Polonya, Rusya, Kazakistan ve Romanya gibi farklı ülkelerden müzisyenlerden oluşuyor Kadebostany. Ülkemizde de çok kısa bir sürede güçlü bir dinleyici kitlenizin oluşmasında Türkiye’ye çok da uzak olmayan bu ülkelerin üyelerinden oluşuyor olmanızı görebilir miyiz?

Bence bunun nedeni, zevkli olmanız ve çoşkulu şarkıları takdir etmeniz. Kadebostany'nin ayak sesleri artık tüm dünyada duyuluyor. Gelecek yıl turneler; Kanada, Japonya, Rusya, kendini müziğe kaptıranların ve Kadebostany Pasaportu talep eden herkesin olduğu yerde devam edecek.

Büyük ses getiren Beyonce cover'ı "Crazy in Love"ın çıkışı nasıl oldu? Bunun arkasında yatan hikaye nedir? Biz, Sofia Karlberg'in "Grinin 50 Tonu" filmi için seslendirdiği aynı cover'ı sizin müziğinize çok yakın bulduk. Müzik anlayışınızı ve bu cover'ı ilk yapan oluşunuzu göz önünde bulundurduğumuzda, Sofia cover'ın cover'ını mı yapmış olur? Bunun hakkında neler düşünüyorsunuz? 2013 yılında bu müthiş şarkının cover'ını yapmaya karar verdik. Şarkının böylesine popüler oluşu bizi buna teşvik eden en büyük etkendi. Ortaya çıkan üründen fazlasıyla gurur duyduk ve yayıncımız da Beyonce'dan izin aldı. Kabul ettiler, biz de 2013 Temmuz'unda cover'ı hayranlarımızla paylaştık. 2014 Temmuz'unda ise bir amerikan stüdyosu cover'ımızı Grinin 50 Tonu filminde kullanmak için izin istedi. Kabul ettik fakat sonra stüdyodan ses çıkmadı. Ağustos 2014'te bizim versiyonumuz üzerine Beyonce'un sesini kullanarak şarkıyı piyasaya sürmüşlerdi. Bu durumu hiç tasvip etmedik. Sofia'nın cover'ına gelince, Google'a "Crazy In Love cover" diye yazarsak bizden sonra yapılan tonlarca Crazy In Love cover'ını görebiliriz.

Son olarak sizi etkileyen isimler arasında kimleri sayabilirsiniz?

Sınırları zorlayan ve kuralları olmayan sanatçılar. Bu umulandan daha çok başarı getirir.

 
 
 

Comentarios


Featured Posts
Recent Posts
Search By Tags

© 2023 by PlayPlay. Proudly created with Wix.com

 

bottom of page